Yılmaz Sunucu Köşe Yazıları

yilmaz sunucu
02.02.2015

SİZİN ALLAH'INIZ BENİM AYAKLARIMIN ALTINDA

Yıllar önce ülkemizde sokaklarda yatan insanlar yoktu. İnsanlardan öte sokak köpekleri ve kedileri de yoktu. Sokaklarda yaşayan kedi köpek vardı ama akşam olunca onların döneceği bir ev ve bahçe vardı. Sokaklarda yaşayan bu kedi ve köpeklerin mahalleli de onların kimin kedisi veya köpeği olduğunuı bilirdi.

Doğa kurallarını milyarlaca yıllardan bu yana kendisi koyuyor. Balkonlarda Kangal Köpeği beslenir mi? Sokakta yanında pitbulla dolaşmak hangi eksikliği tamamlıyor?

Bu yıl ülkemizde sıcaklık İzmir ve Antalya da bile - 11 lere dek düştü. Son beş yılda ülkemizde soakalarda yaşayan kişilereden kaç kişi soğuktan sokaklarda öldü.

Yıllar önce her köyün bir köy odası,kentlerde de kimsesizlerin barınacakları bir yuvaları vardı. Oralarda yalnız yaşayan kişiler o sokağın veya o mahallenin amcası veya teyzesi idi.

İşte böyle bu yılki soğuk örneği bir günde Baba Erenler soğuktan korunmak için şarabına katkı yaptığı leblebi de bitince barındığı yuvasına ulaşmak için yola koyulmuş. Soğuktan ayaklarının dermanı tükenince önüne çıkan caminin tipiden ve fırtınadan kapısının açık olduğunu görmüş. Caminin kapısını açık görünce;

"-Ya kudretine kurban olduğumun Allahım. Sana olan kulluğumda ben hiç bir yanlışlık yapmadım. Sen benim yüce yaradanımsım. Sağol... Sağol.. Bu garip kulunu da çok seviyorsun ki bu garip kuluna kendi evinin kapısını açtın. Sana nasıl yakaracağımı bilemiyorum.," diyerek camiye girmiş. Ayakkabılarını eline almış. Caminin bir köşesine geçmiş. İşi garantiye almak için ayakkabılarını başının altına yastık yapıp uyumuş kalmış,

Sabah olunca erkenci cemaatten gelen birkaç kişi caminin içine girince Baba Erenleri derin uykuda bulmuşlar. Görünen karşısında kan beyinlerine fırlayan bu kişiler Baba Erenleri tekmeleyerek uyandırmışlar.

Derin uykusundan uyku sersemliği ile kalkan Baba Erenler öncelikle ayakkabılarını eline almış. Üzerine yürüyen ilk cemaatten üç beş kişi onun üzerine yürüyüp caminin dışına atmaya çalışırlarken;

"Ulan behey zındık ...Behey beynamaz... Behay Allahsız kitapsız.... Alahın evinde bu şekilde yatmaya utanmıyorsun," şeklindeki sözcüklerle Baba Erenleri cami dışına sürükleyerek atmışlar.

O arada da Baba Erenler;

Behey zavallılar siz beni benim Allahımın evinden neden bu şekilde kovmaya çalışıyorsunuz?" deyince, kalabalık;

Ulan zındık birde Allahın adını o şarap kokan ağzına nasıl alıyorsun," diyerek sürükleye sürekleye sokağa atmışlar.

O arada Baba Erenler son sözünü söylemiş;

" Behey zavallılar sizin Allahınız benim ayaklarımın altında," deyince bu kez Baba Erenleri sürükleyenler, Baba Erenleri tümü boş bir çuval gibi kucaklayıp sokağa atmışlar. Bu arada Baba Erenlerin elinden ayakkabıları fırlamış gitmiş.

Baba Erenleri saürükleyerek dışarıya atanlar arkasından da ayakkabısını sokağa atmışlar.

Baba erenlerin sokağa attıkları ayakkabıların astarı bir yana, ayakkabılar bir yana düşmüş.

O arada da Baba Erenlerin Ölümlük dirimlik olarak sakladığı ayakkabısının astarının altında ki birkaç kağıt para da Baba erenleri sokağa atanlardan birinin önüne düşmüş.

Baba Erenler sürüklenmekten hırpalandığı için yerden kalkamamış. Baba Erenlerin ölümlük dirimlik diye ayakkabısının astarının altında sakladığı üç beş kağıt parayı yerden almaya gücü yetmemiş. Aslında Baba Erenlerin o üç beş kağıt paranın Baba Erenlerin gözünde bir değeri de yokmuş. Bu arada Baba Erenlerden önce ilk cemaatin içinde olanlardan birisi çaktırmadan yerdeki o parayı cebine indirmiş.

O anı Baba Erenler görmüş mü, görmemiş mi bilmiyorum.

Onu "Sizin Allahınız benim ayaklarımın altında," diyen Baba Erenlere sorar mısınız?

Sizin çevrenizde veya yakın zamanda size anlatılan benzer bir olay oldu mu?

Çevrenizde olanlara bakarak Baba Erenlerin sözleri üzerine yargıya siz varır mısınız?