Yılmaz Sunucu Köşe Yazıları

ATAMA BEKLEYEN ÖĞRETMENLER

ÖĞRETMENİ KARŞILAYAN KAYMAKAMLAR . . .

Ulusal Kurtuluş savaşımız 9 Eylül 1922 de utkumuzla sonuçlanınca 11 Ekim 1922 de Mudanya Anlaşmasını İsmet Paşa Ankara'ya bildirince;

Mustafa Kemal Paşa;

"Milli mücadelenin bu safhası kapanmıştır.

İkinci safhasını açmak gerekir." diyerek açıklar.

İkinci safhayı da her yıl TBMM açık konuşmalarında Milli Eğitime ayırdığı bölümlerde uzun uzun anlatır.

Bu konuşmalarını yilmazsunucu.com sitemde e-kitap olarak okunan MENDERESİN DEVELERİ isimli yapıtımın 20. -21. sayfalarından da okuyabilirsiniz.

Açılan bu aydınlanma savaşımının başarıya ulaşması için Köy Enstitülerinin bir an önce açılıp nüfusumuzun %80 ni köylü olan yapımızın aydınlanma savaşımıyla kısa sürede sonuça ulaşmasını ister.

Köy Enstitülerinde yaparak yaşayarak bilgilerle donanan öğretmenlerin köylere ulaşması başlayınca TBMM sinde de çalkantılar başlar. Bu çalkantı örneklerinden en çarpıcı ikisine gelince;

Miletvekilerinden biri (İsmini anmaya gerek yok)TBMM kürsüsünden Mili Eğitim Bakanına sorar;

"-Köy çocuklarını okutacaksın...

Okutacaksın. Okutacaksın ama o zaman benim tarlalarımı kim sürecek? der.

Milli Eğitim Bakanı Sayın Hasan Ali YÜCEL kürsüden,

"- O tarlalar senin tapulu malın olabilir, ama o çocuklar senin tapulu malın değildir," diye yanıtlar.

Gene bu tartışmalara ,başka bir parlamenter;

"-Ben üzerine bineceğim eşeğin benden daha akıllı olmasını istemem," diyerek düşüncesini belirtir.

O günlerde Köy Enstitülerini bitiren öğrenciler öğretmen olarak atandıkları köye giderken daha önceden atandığın köyün bağlı olduğu ilçenin Kaymakamına da ilçesine atanan öğretmeni karşılaması bildirilir.

Karşılarda...

O gün için Devletimizin öğretmenine karşı uygulaması budur.

Ya şimdi?

Günüğmüzde atama bekleyen öğretmenler üzerine olanları anlatmaya gerek yok.

Olanları yaşıyoruz.

Atama bekleyen öğretmenlerden başka daha bir çok konularda şikayet ederiz.

Yıllar önce bende şikayatimi bir Telgraf Dilekce ile ilgili makama sunmuştum.

Çözüme ulaşamadığın konuların çözümünü neden başkasından bekliyoruz?

Yolumuzu ışıtan Büyük Önderimizin rahat uyuması için çözüm bizim elimizde.

Yıllardır önümüze seçim sandıkları geliyor.

Seçimimizi demokrasi gereği sandıkta biz yapıyoruz.

Sandıklara yansıyan oylarımıza sahip çıkıyor muyuz?

Seçimi yapan biziz,

Seçimin sonucuna yansıyacak basamaklarını izleme yüküne katlanmadan. Şikayeti de biz yapıyoruz.

Benden söylemesi.

Duymadık demeyim ...

2015 Haziran ayında seçim var..

Seçmesini bilene . . .